Edirne Mezarları
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
EDİRNE MEZARLARI
ANKARA ARKEOLOJİ MÜZESİ DİREKTÖRÜ HİKMET TURHAN DAĞLIOĞLU
EDÎRNE MEZARLARI
ANKARA ARKEOLOJİ MÜZESİ DİREKTÖRÜ HİKMET TURHAN DAĞLIOĞLU
EDİRNE MEZARLARI
Ankara Arkeoloji Müzesi Direktörü Hikmet Turhan Dağlıoğlu
Edirne Türkiyenin büyük şehirlerinden biri, Türk acununun en güzel bir köşesi ve yüz yıllardanberi bin bir tarihî vak’aya alan olmuş Trakyanın merkezidir. 14 üncü yüz yılın ortalarında (1357 M. S.) Rumeli yakasına geçen Türk atlıları ilk hızlarını Edirnede aldılar. İşte o vakitten bugüne kadar Türk yönetimi altında bulunan Edirne köprüler, camiler, sağlık yurtları, saraylar, su yolları, hamamlar, çeşmeler ve mezarlar gibi birçok san’at eserlerde süslenmiştir.
1934 yılında biri temmuz öteki eylülde olmak üzere iki yol Edirneye gitmiştim. Bu gidişlerimde Edirne mezarlarını gözden geçirdim. Mezarlarımızın tarih ve kültür bakımından nekadar değerli olduğunu Cumhuriyet pj gazetesile İstanbul Halkevi tarafından çıkarılan Yeni Türk, dergisinde belgelere (vesika) dayanarak yazmıştım. Edirne gibi tarihte rolü büyük olan bir şehrin mezarlarını incelemek çok gerekli idi. İşte bu yazı bu amaçla yazılmış bulunuyor.
(Riyazi Beldei Edirne) adlı üç ciltlik yazma bir Edirne tarihi yazan Kaltakıranzade Badî Ahmet Efendi ile Edirne rehnumasını yazan Tosyavîzade Doktor Rifat Osman merhumlar Edirnenin büyüklerini tesbit etmek için çok uğraşmışlardır. Badî Ahmet —ki Edirne Saylavı Faikın babasıdır — Edirnenin Bizanslardan alınması hakkında tarihinde şunları yazar; (Tuna ile Meriç, Arda nehirlerinin birleştikleri mühim noktada vaki olan Edirne şehrinin fethi istişare buyurulup orduya kumanda edep Lala Şahin Paşa ile komutanlardan Hacı 11 Bey Edirne üzerine gönderilmişti, Lala Şahin Paşa yanındaki askerle Edirneye iki saat mesafede bulunan Sâzhdere denilen yere gelmiş ve Edirne kalesinde muhafız bulunan Ardaya dahi maiyetindeki askerle Türkleri istikbale çıkmış olduğundan Sazlıderede sel gibi kanlar aktı ve Edirne Türklerin eline geçti.
Bu muharebelerde Lala Şahin ile Hacı 11 Beyden başka Ece Bey Gazi Fazıl Bey ve Evrenos Beyler de büyük yararlıklar gösterdi. (Cilt I S. 13).
Edirne fethedildikten sonra yüz yıla yakın bir zaman için Osmanlı Devletine yönetge merkezi olmuştu. Istanbulun 1453 yılında elde edilmesi üzerine Edirne merkezlikten çıkmış ama gene büyüklük ve değerliliğinden bir şey kaybetmemiştir.
Çünkü Balkanlardan Macar ve Nemse illerine giden büyük orduların geçit ve durak yerleri Edirne idi.
['] Cumhuriyet gazetesinin 17 şubat 1934 tarih ve 3515 numaralı nüshasında (Mezarlarımız ve mezar taşlarımız) diye yazılan yazı ile Yeni Türk Dergisinin haziran - temmuz 1934 tarih ve 23 - 24 ve 29 ve 34 sayılı nüshalarındaki İstanbul Mezarları adlı yazılara bakılsın.
Edirnedeki mezarlar Türk san’at ve mimarisinin en güzel anıtlanndandır. Edirnede bugün bulunan mezarlar şunlardır:
-
1 —■ İstanbul yolu mezarlığı
-
2 — Uzun kaldırım mezarlığı
-
3 — Tatarlar öteki adi ile Zindan mezarlığı
-
4 — Buçuktepe mezarlığı
-
5 — Bademlik mezarlığı
6—'Tepe mezarlığı
-
7 — Acıçeşme mezarlığı
-
8 — Sezai Dergâhındaki mezarlık
-
9 — Sarıca Paşa Camii avlusu mezarlığı
-
10 — Gazi Mihal avlusu mezarlığı
-
11 — Kasım Paşa Camii avlusu mezarlığı
-
12 — Seyit Celâli mezarlığı
-
13 — Dağınık mezarlar
-
14 —• Darülhadis Camii mezarlığı
Bu mezarlıklardan en büyük ve tarihi değeri olanları İstanbul yolu mezar-lığile Uzun kaldırım mezarlığı ve Sanca Paşa, Gazi Mihal, Sezai ve Kasım Paşa mezarlıklarıdır. Edirne müzesinde bulunan mezar taşlarını da bu arada yazabiliriz p}.
-
1 — İstanbul yolu mezarlığı: Bu mezarlık Edirnenin en büyük bir mezarlığıdır. Edirneyi Istanbula bağlıyan şosenin her iki yalkasında geniş bir alanı kaplar. Bu mezarlıklardaki mezarlar on altıncı asırdan başlar. Bu mezarlığı iki yönden tetkik etmek gerektir.
A — Tarihî şahsiyetler yönünden:
-
1 — İstanbul yolu mezarlığındaki en değerli mezarlardan biri Ispartalı Kınalızade Ali Efendinin mezarıdır. Bu mezar Istanbula giden caddenin tam üzerinde ve Vezir Çeşmesi diye anılan çeşmenin hemen yanındadır. Mezarın üzerinde şu kitabe vardır.
Bu farisî kitabeden anlaşıldığına göre ahlâki âlâi sahibi Ali Çelebi 979 yılı ramazanının 5 inci günü vefat etmiştir. Kınalızade Ali Çelebi Fatih Sultan Mehmede hocalık etmiş olan Ispartalı Abdülkadir Efendi oğlu Emrullah Efen-
Edirne mezarlarını tetkik ederken bana yardımlarda bulunan Edirne Halkevi ile Edirne Müze Memuru Bay Necmi, Edirne Bulgar Mektebi türkçe Muallimi Bay Osman Nuri, Edirne Erkek Muallim Mektebi Direktörü Reşat ve resimlerin alınmasında yardımlarda bulunan İstanbul ilkmektep mualimlerinden Ispartalı Mustafa Nuri ve Edirne Kız Muallim Mektebi Direktörü Bayan Rebia ile öğretmen Lûtfiye teşekkürlerimi sunmayı bir ödev bilirim.
dinin oğludur f1]. Ali Efendi, (916 H. 1510 M.) tarihinde Ispartada doğdu. Şeyhülislâm Çivi Efendizadeden okudu. Birçok memuriyetlerde bulunduktan sonra nihayet Anadolu kadıaskeri oldu ve (978 H.) tarihinde Selim II nin idaresindeki ordu ile beraber Edirneye geldi ve müptelâ olduğu Nikris illetinden kurtulamıyarak (979 H.) yılı (1572 M.) ramazanının 5 inci günü 63 yaşında olduğu halde öldü. Bütün Alimler, vezirler ve devlet adamları cenazesinde bulundu. Namazı Camii Atik musallasında kılındıktan sonra İstanbul yolunda (Nazır - Vezir) çeşmesi kabristanında cadde boyunda defnolundu. Şu kıtada vefatlarına tarhitir.
Kadiî askeri İslâmî güzin Ol Ali; nâmı reisülfudalâ Dediler nakledicek tarihin Irtihal eyledi kutbulülema
Resim: 1 — Mimar Sinanın torunu Fatma Hanımın mezar kitabesi
İlmi nazik dahi vefatı hakkında şu tarihi demiştir:
Elin hinnali zade yudu gür abı hayatından
Kınalızade Ali Efendinin tercümei hali için İsparta Halkevi tarafından çıkarılan Ün mecmuasının 2, 3, 15 inci sayılarında Neş’et Köse tarafından yazılan tetkikleri ve ahlâk kitabının tahlili içinde 1932 tarih ve 36 sayılı terbiye dergisinde Nafi Atuf Kansu tarafından yazılan yazıyı okumalıdır.
Kamusülâlâmda hastalanıp Dersaadete avdetinde irtihal eylediği yazılmış ise de Şemsettin Sami merhum bunda yanılmıştır.
Ali Çelebinin, Haşan Çelebi adlı tezkere sahibi bir oğlu vardır ki Mısırda metfundur.
Şerhi tecride, camiye tefsiri beyzaviye ve şerhi mevakife haşiyeleri Türkçe divanı ve münaşatı, ahlâkı âlâi isimli kıymetli bir ahlâk kitabı vardır, rfer üç lisanda nazma kadir ve Maarifte eşi olmıyan bir şairdi. (Riyazi beldei Edirne Cilt I S. 298 - 299).
-
2 — Pertev Paşa: Bu mezar da İstanbul yolu üzerinde ve şehrin kenarında Seyit Celâli mezarlığındadır. Mezarının etrafı demir parmaklıklarla çevrilidir: Mezarında Avrupa styli göze çarpar. Taşı üzerinde talik yazı ile şu beyitler vardır:
Dan ukbaya sefer eyledi Pertev Paşa Eyliye cayigehin cenneti âlâ mevlâ Buna da kalmadı, encam bıraktı gitti Bu güzergâhı fena, işbu vefasız dünya. Eyleyüp ruhuna Allahı taalâ rahmet Ede gülgeşti behişti ona daim meva Okuyup geçme hemen merkadinin tarihin Oku bir fatiha ruhuna eyle ibda. Reşhai rahmet olup noktai tarihi ana Beyti firdevs ola menzili Pertev Paşa 1253
Pertev Paşanın mezarı mermerden ve lâhit şeklindedir. Mezartaşının üzerinde Mahmut II devrinde giyilen ve kenarı işlemeli fes vardır.
Mezarının yanında bulunan asakiri mansura alayı binbaşılarından Binbaşı Halil Efendinin mezarı üzerinde güzel bir ayla yıldız resmi bulunmaktadır.
Pertev Paşa tanınmış ediplerimizden Akif Paşanın amansız bir önürdeşi idi. Kendisi Kırımdan Anadoluya gelen göçmenlerdendir. Birçok yıllar devlet kapısında değerli hizmetlerde bulnmuştur. 1826 Rus - Türk harbine başlıca ön ayak olanlardan biridir. 1242-1826 tarihinde Reisülküttap yani dışbakanı olmuştu. Bir aralık Mısıra Mehmet Ali Paşanın yanına gidip geldi. Daha sonra mülkiye nazın yani iç bakanı oldu. Paşa kardeşi Emin Efendiyi Mühimmatı Harbiye Nazın yaptırmış kızını da Mahmut II nin kâtibi Vassaf Efendiye vermişti. Pertev Paşanın yıldızı çok geçmeden söndü. Bir saray entrikasına kurban olarak azledildi. Edirneye sürüldü. Kardeşi Emin Efendi ilkin Kütahya’ya sonra Dime-tokaya, damadı Vassaf Efendi de Varnaya sürüldü. Pertev Paşa Edirnelilerce Deli Emin Paşa demekle tanınmış Reşit Mehmet Paşa oğlu Mehmet Emin Paşa valiliğinde Edirnede, Vassaf Efendi Varnada, Emin Efendi de Dimetokada boğdurularak öldürüldü. Fakat hükümet her nedense resmî gazetesi olan "Takvimi Vakayi” de paşanın vefatını şu suretle ilân etmişti: (Müptelâ olduğu illeti müzminesi nüksile bir mahtan beri namizaç ve meşgulü ilâç olduğu halde ba-emri tâalâ hululü eceli mevudu ile füceten irtihali dan beka etmiştir.)
Pertev Paşa bir zamanlar katolikler zamanında okul olup bugün gene içinde Krz Muallim Mektebi bulunan konakta boğdurulmuştur (Nevselî Os-mani sene 1326. S. 143)
Vak’anüvis Lûtfi Efendi tarihinde Pertev Paşanın ölümünün Akif Paşa yüzünden olduğunu yazar, Pertev Paşanın asıl ismi Mehmet Sait olup Pertev
mahlasını sonradan takınmıştır. Pertev Paşa çok okumuş olmakla beraber güzel şiirler de söylerdi. Tabedilmiş divanı onun şairliğinin derecesini göstermeğe elverir. Badi Efendi basılmamış Edirne tarihinde Pertev Paşa öldürüldüğü sırada ticaretle Edirnede bulunmakta olan İranlı Ali Ekber adında bir zatın paşa hakkında söylediği mersiyeyi yazıyor ki bu mersiyeyin bir parçasını buraya koymak gereksiz sayılmaz p}.
Resim: 2 — Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın mezartaşı (Edirnede Sarıca Paşa Camiinde)
Cenabı Perteve sundun İlâhi camı lebrizi
Edüp camı şahadetle Nedimin şemsi tebrizi Hüdavenda o zatın hedmine herkim bais olduysa Kaza çalsın anın da sadrına semşiri şertizi
f1} Ali Ekberin, Babıâli tarafından Edirnede oturmalarına müsaade edilen (Babî) lerden olması muhtemeldir. Bunlar İran mültecileriydi.
Vassaf Efendi de genç, asil bir zat idi. Köprülü zadelerin kıbleli soyuna mensuptu. Mezartaşlan bugün Bulgaristanda Varna müzesindedir ki kitabesi şöyledir:
Hüvelbaki
Mahmut hanın elhak has bendesinden idi Vassaf Beyefendi ah etti azmi baka Köprülü zadelerden kim nesli kıbleliden Ol zat hemçü Hurşit olmuş idi hüüveyda Menfada Varna içre ol zat genç iken vah Mevte şehiden etti nhlet bihükmü mevlâ, Ol şeh kitabetinde bulundu hayli müddet Hem nam ismin etti inşası namı imha Etti firakı anın dostane tenk dehri. Tevsi ede hak kabrin eyleyüp adnı i’ta Tarihi irtihalin ukbaya dedi hatif Vassaf Beyefendi kıldı behişti meva.
Lillâhil fatiha 1253
Pertev Paşa nakşibendî tarikatinden olduğu için Üsküdarda Selimiyede nakşıbendî tekkesi Şeyhi Behçet Efendiyi çok severdi, hattâ bunun içindir ki paşa bu tekkeyi onartmıştır. Bunu tekkenin üzerindeki kitabeden anlıyoruz yazı meşhur Yesarizade Mustafa İzzet Efendinin yazısıdır. Pertev Paşanın zevcesi Ayşe Sıddrka (1277 Recep) ile oğlu ve mutasavvıfından İbrahim Hayranı' Efendi şairlerden tekaüt nazın Hacı Seni Efendi gibi zevat ta bu tekkede gömülüdürler Pertev Paşa ayrıca bir kütüphane vücude getirmiştir ki bu kütüphane Bugün Fatih Millet Kitapsarayı içinde bulunmaktadır p].
İstanbul yolu mezarlığının sağ tarafında bazı önemli mezarlar vardır ki bunları kurtarmak lâzımdır. O mezarlardan bazılarını yazıyorum.
-
3 — İbrail muhafızı Yeğen Mahmut Paşa vefatı tarihi 1211.
-
4 — İbrail muhafızı Yeğen Mahmut Paşa zevcesi Ayşe vefat tarihi. 1201.
-
5 — Selanik Valisi Selim Paşa vefat tarihi 1205
-
6 — Mevalii kiramdan Mahrusei Edirne kadısı iken vefat eden Muhzirzade Muhammed Zihni Efendi.
B — Tip yönünden önemli mezarlar:
İstanbul yolu mezarlığında tip yönünden çok önemli mezarlar vardır. Hele buradaki yeniçeri mezarlarının eşlerine başka yerlerde hemen hemen rastlama-
['} Pertev Paşa hakkında Edirne Bulgar Mektebi Muallimi Osman Nurinin resimli Şark mecmuasının 1934 mart tarihli ve 39 numaralı nüshasında bir değerli yazısı vardır: Muallim Osman Nuri, Paşanın mevlevî tarikatinden olduğunu yazar. Yukardaki yazılarımızdan da anlaşıldığına göre Paşa nakşibendî tarikatine bağlıydı ve şeyhi de Behçet Etendi idi.
Pertev Paşanın küçük kızı Emine Muhsine (1283) de oğlu Şahap Beyfendi de (1298) de ölmüşler ve Selimiye tekkesinde gömülmüşlerdir.
yız. Bu mezarlıkta tıp yönünden önemli gördüğümüz mezarlardan birkaçını yazalım:
-
1 — 18 bölüğün çorbacısı Süleyman ağa: Ölüm tarihi 1169 dur. Mezar kitabesinin üstünde yeniçeri zabitlerine mahsus işlemeli kavuk vardır. Mezartaşın-daki yazı talik bir yazı ile yazılmıştır.
Resim: 3 — Haseki İskender Çavuşun mezarı (Edirnede Kasım Paşa camii avlusunda)
-
2 — İstanbul yolunun sol tarafında kâtip sınıfından Ali Efendinin mezarı başında 18 inoi asırda giyilen kâtiplere mahsus kafesli bir kavuk vardır. Mezar kitabesindeki yazı güzel bir talik kırmasile yazılmıştır. Üzerindeki yazı şöyledir:
Semmi şiri huda zibi zümrei küttab Ali Efendiye hak vermişti tab’ı selim Fünunu hatla güyaki tacı sani idi Ederdi dersi hututile alemi tedris Samahı cana çun erdi nidai intiha Bilâ tevakkuf etti fedai re’si nefir Duayla dedi hatif figanei tarih Ali Efendi ola huru cennetile enis
1130
Resim : 4-5 — Yeniçeri Saati Ahmet Beşe ile Mehmedin mezartaşları (Edirne müzesinde)
Yeniçeri tiplerini gösteren mezartaşlarından pek güzellerine bu mezarlıkta rastlarız (Resim: 4-5). İstanbul mezarlıklarında yeniçeri tiplerini gösteren mezarlar hemen hemen kalmamıştır. Tarihimizi baştan başa doldurmuş olan yniçerilerin, mezartaşlannın ortadan kalkması san’at tarihimiz için bir eksikliktir. Bunun için yeniçeri mezartaşlarını korumak ve bu gibi mezar-taşlarımızı müzelerimize getirmek en gerekli bir işimiz olmalıdır. Resimde görülen iki orijinal ve çok değerli yeniçeri mezartaşını İstanbul yolu mezarlıklarından Edirne müzesine kaldırtmıştım. Bu taşlar bugün Edirne müzesinde bulunmaktadır. Resimde görülen mezar taşlarından biri yeniçeri Ahmet Beşenindir. Başındaki üsküf f1] çiçeklerle süslü ve işlemelidir. Mezar kitabesi güzel bir talik yazı ile yazılmıştır. Bu mezar taşındaki işlere göre Ahmet Beşenin halivakti yerinde ve genç yaşında ölmüş bir adam olduğu anlaşılıyor. Üzerindeki kitabe şöyledir:
Resim: 6 — Gazi Mihal Bey Camii (Edirnede Tuncanın sağ kıyısında)
{'] Üsküf Murat Hüdavendigârın icadı olan bir serpuştur. Serez veya Avolonya kalelerinin elde edilmesinden sonra tesadüf eseri olarak bulunmuştur. Avolonyayı fetheden Lala Salim Paşa pekçok algılar elde etmişti. Sipahilerinin biri eline bir altıntas geçirmişti. Halktan saklamak için başına giyip üzerine bir destar sardı. Sultan Murat bunu gördü. İşi anlayınca tası sipahiye verdi. Ve Üsküf adile tanılan ikülâhı icat eyledi ki üzeri yaldızlanırdı. Bir buçuk endazeden uzun olup yansı arkaya sarkardı.
Bu börkler beyaz çuhadan ve keçeden yapılır alt tarafı şerit şeklinde sırma ile işlenir ve ön tarafa sarı tenekeden kaşıklık ilâve olunurdu. Kaşık yoldashğının yeniçerilerce büyük bir önemi olduğu için bu kaşıklığa birer kaşık sokarlardı. Üsküf daha ziyade subaylara mahsustu.
Ruhu için el fatiha
Kıldı bu vahşetserayı dehriden azmi baka Ola menzilgâhı yarab vadii gülşenseray Halik olmaz mevt ile mü’min dedi kavli resul Heb güzâr eyler bu menzilgâhtan şahu gedây Bir dakika saat aram etmeyüb o pak; zat İrcii emrile çekti bu cihandan desti pay Eyledi çun babı firdevse hırâm ol nevcivan Hasretinden valideynin kametini kıldı pay Dedi taib fevtinin menkutila tarihini Saati Ahmed Beşeye gülşeni adn oldu cay
1145
Resim: 7 Gazi Mihal Beyin oğlu Hızır Beyin mezarı (Edirnede)
Fotoğrafta görülen ikinci mezartaşı da bir yeniçeri çocuğunun taşıdır ki style yönünden ötekinden ayrıdır.
Üzerinde merhum Mehmet İbni İbrahim ruhu için el fatiha 1092. Yazısı ve ortasında bir kemere geçirilmiş hançer resmi vardır üsküfü daha az işlemelidir. Üzerindeki ufkî ve biribirine muvazi su yolları vardır. Bu her ikİ me-zartaşı mermerden yapılmıştır.
Resim: 8— Veli Beyin hatununun mezartaşı (Edirnede Gazi Mihal camiinde)
İstanbul yolu mezarlığında bir yeniçeri mezartaşı daha vardır ki bu Şehzade Ahmet Ağanın oğlu Mehmet adındaki genç yeniçerinindir. Yeniçeri Mehmet, mezar kitabesine göre 1175 tarihinde ölmüştür. Bu taş üzerinde 5 inci fo toğrafta görülen süs ve san’at eserleri yoktur.
-
4 — İstanbul yolu mezarlığının sol iç taraflarında gördüğüm yanyana iki
kavuklu mezartaşı tip yönünden bir ayrılık gösterir. Bu mezartaşları mantar başlıklı birer yuvak = üstüvane üzerindedir. Bu nevi mezartaşları 17 inci asırda genç yaşında ölen bey çocukları için kabul edilmiş bir mezar stylidir. Bu iki mezartaşından biri Mahmut Bey oğlu Mehmet Beyindir ki üzerinde 1017
Resim: 9 — Bir Haseki sancaktar mezartaşı (Edirnede Gazi Mihal Camii avlusunda)
tarihi vardır. Ve adının altında bir kemere geçirilmiş bir hançer resmi görülmektedir öteki mezartaşı da Ali oğlu Abdülâzizindir ki üzerinde 1028 tarihi okunmaktadır. Bu mezar başlığının genel görünüşünün biçimi dilimli bir kavuğu andırmaktadır..
-
5 — Bu mezarlığın sol iç taraflarında din adamlarından birinin mezar
taşında görülen özellikler dikkat gözünüzü çekebilecek bi :. Bu me
zar kitabesinde isim yeri kırık olduğu için mezarda kimin ^aîRgr-milaşılmıyor. Yalnız babasının Ahmet Ağa olduğu ve 1221 tarihinde öldüğü okunabiliyor. Mezar taşında fatihanın her iki yanında yuvarlakları yukarıya doğru uzanmış iki çengel görünmekte ve bunun altında da:
Ey felek kaddin bükülsün neyledin ah sen beni
Mısraı okunmaktadır. Bu mezar taşının tarikat ve işaretlerinin özelliği yönünden değeri büyüktür
İstanbul mezarlıklarında önemli olarak birkaç mezar daha vardır. Bunları da birer birer yazalım.
Resim: 10 — 1—Edirnede Uzun Kaldırım mezarlığında Tevkii Mustafa Paşanın mezarı 2 — Lahit şeklinde mezar
-
6 — Edirne kadısı Kalyonizade Mehmet Emin Efendinin oğlu Müderrisinden Seyit Ahmet Daî Efendi.
-
7 — Edirne cebeci başısı mirî Ahmet kethüda. Ölüm tarihi 1176 yolun sağ tarafındadır.
-
8 — Silistire muharebelerinde yararlık gösterdiği için gazilik adını kazanan Ayşe hanımın mezarı da yazılmıya değer, mezar taşında şu yazılar vardır:
Esbak Silistire Valisi yeğen elhaç Ahmet Bey kethüdası Hacı Emin ağa kerimesi merhum Şerife Ayşe Gaziye Hanım: ölümü 1252.
-
9 — Yolun sol iç yakasında Kadı Şerif Efendinin kızı Şahide Hammm mezarı görülür ki Vezir Çeşmesi yakinindedir üzerindeki kitabeden bu kızın genç yaşında taun illetinden öldüğü anlaşılmaktadır. Hemşiresi Adile kardeşi İbrahim Etem Hilmi de ayni tarihte (1254) te ve taundan ölmüşlerdir.
Bu hal bize gösteriyor ki İstanbul ve Trakya çevresinde yaman bir taun illeti (1254 H. 1838 M.) de ortalığı kasıp kavuruyordu.
Bu yol üzerinde sanduka biçiminde ve çok güzel işlenmiş iki kız mezarı daha vardır. Bunlardan biri Murat ağa kızı Ayşe Hanımın mezarıdır ki üzerinde 979 tarihi okunmaktadır. Ötekisi ise Ankara mirlivası Mehmet Beyin kızı Fatma Hanımın mezarıdır üzerinde 981 tarihi okumnaktadır. Bu mezar
Resim: 11 — Edirne Müzesinde mihraplı ve ortası taslı bir mezartaşı
Mimar Sinanın yapısıdır. Mezarın yanındaki açık namazgahta gene bu büyük Mimarın eseridir. Çünkü yapılış ve mimarî durumu Selimiyedeki mimarî style uygundur.
Bu lâhidin üzerindeki yazı şöyledir:
(Elmerhume ve mağfur (h siliktir) Fatma binti Mehmed Bey mirlivai Ankara ibni Sinan Ağa ser
Mimaranı hassa sene 981) (1 inci ve 12 inci resimlere bakınız) Dr. Rifat Osman merhum bunun için şöyle der: p}.
(Bu kitabede Sinan Ağa) kelimesi aşikâr ve yeknazarda okunması mümkün olmıyan bir şekil ve vaziyettedir. Levhanın bu kısmında bir silinti ve bozuk-
Resim : 12 — Mimar Sınanın torunu Fatma Hanımın mezarı ve üzerindeki süsler
luk olmayıp bu gibi yazıları okumakta tecrübe ve vukufu olan birkaç zat dahi yazıyı mahallinde tetkikle arzettiğimiz veçhile okumuşlardır).
Tosyavîzade (Dr. Rifat Osman) merhumun bu mezar hakkında (Mimarî Tarihimizle alâkadar bir lâhit) diye İstanbul Belediye Dergisine ek olarak yazdığı bir risale vardır. Dr. Rifat Osman vasiyeti üzerine bu kızın mezarı yanına gömülmüştür. Mezarının yapılması Edirneliler için bir borçtur. Babası Tosyevîzade Osman Efendi Oğlu Mehmet Rifat Efendi (Vefat tarihi. 1285 H) ve büyük annesi Fatma H. İstanbulda Edirnekapı mezarlığında metfunlardı. Mezar taşlan mahkûkât müzesindedir.
Edirne Mezarları — 2
Yazı yukarda örneği yazdığımız gibidir. Bu lâhidin tetkiki Architecte tarihi için önemli olacaktır.
SARICA PAŞA MEZARLIĞI
Sarıca Paşa Edirne Erkek Lisesinin biraz yukarsında harabe yüz tutmuş bir camidir. Bu caminin avlusunda değeri çok birkaç mezar vardır p].
-
1__Reisül meşayih vel hattatin hafız Ahmet Zihni Efendi Isakcalı ölümü 1285.
-
2__Sabık yeniçeri ağası Edirneli Turnacıbaşı Ahmet Ağa toprağa gömülü olduğu için tarihi okunamamıştır.
Resim: 13 — Edirne Müzesinde İngiliz elçisi William Honey’in lâhdi
-
3 — Budim valisi (Bodin) İbrahim Paşa kesik başına ait mezar taşı. Bu taş topraklara gömülü bir halde bulunuyordu: İbrahim Paşa Macaristan’daki son Osmanlı valisidir. Mezar kitabesi aynen şöyledir:
Valiî Budimken İbrahim Paşa kal’anın
Vermedi bir taş etti düşmanı cenk ile mat Dediler ana melek reşketti çengine felek Bulmadı desti kazadan akıbet bir dem necat
Hak taâla rahmetin efzun edip magfurede Kıldı bin doksan yedi şalinde ol gazi vefat 1097
İbrahim Paşayı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa yoğaltmıştır. (İdam ettirmiştir). İbrahim Paşa Viyannın zabtı için kurulan mecliste Kara Mustafa Pa-
[‘} Fatih Sultan Mehmet II Vezirlerindendir. Sarıca Paşa;
şaya tek başına karşı gelmiştir. Tarihçi Raşide göre buna kızan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ordu Viyana kapıları önünde bozulup Yamk kalesine ricat ettiği zaman İbrahim Paşayı yanına çağırıp azarlamış ve (sen ordunun kaçmasına sebep oldun hakkından gelinmek iktiza eyledi) diyerek çavuş başıya hapis ve idamı için emir vermiştir. İbrahim Paşa başı cellât elinde ve satır altında iken bile Mustafa Paşanın büyüklüğünü ve devletin selâmeti için kendisine kıyılma-masını söylemek faziletinde bulunmuştur.. Şu hale nazaran İbrahim Paşa 1097 tarihinde değil 1095 tarihinde öldürülmüştür. Kafası sonradan Edirneye getirilip Sanca Paşa Camii avlusuna gömülmüştür. Mezartaşı sadedir. Mezar kitabesinin acemi bir şair tarafından yazıldığı anlşılmaktadır. Şimdiye kdar İbrahim Paşanın mezar taşının varlığı bilinmiyordu. Badî Ahmet Efendi ile Rifat Osman da bu hususta bir şey yazmamışlardır. Ne garip bir tecellidir ki İbrahim Paşa ile Merzifonlu Mustafa Paşanın mezar taşlan bugün yan yana bulunmaktadır f1}. (Resim: 20)
-
4 — Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa: 17 inci asrın en büyük vezirlerinden olup Viyanayı muhasara etmiş olmakla tanınmıştır. Paşanın kesik başının mezar taşı Sanca Paşa Camii avlusundadır. Viyana askerî müzesinde Kara Mustafa Paşanın olduğu söylenen kafa tasının bir masal olduğu bu suretle ortaya çıkmış oluyor. Kara Mustafa Paşa Viyana (bozgunluğundan sonra Avcı Mehmet IV tarafından Belgrada gönderilen Edirneli Gazzaz Ahemet ağa mari-fetile (6 Muharrem 1095 - 25 kânunuevel çarşamba 1683) tarihinde yogaltıld. [H. Paşanın başı konağının dairesi İmamı Arap Hidayet Hoca vasıtasile Sarıca Paşa Camiî avlusuna gömülmüştür. Paşanın mezartaşı küçük ve adî bir taştır. Kitabe acemi bir nâzım tarafından çabucak ve ne olursa olsun bir hâtıra kalmak üzere yazılmışa benziyor. Taş üzerindeki kitabe şöyledir:
Seri serdarı ekrem sadrazam Mustafa Paşa Edüp rıhlet civan evliyada eyledi me’va Kusuru yogiken sa’yi gazada min veçhi nev’an Şehidü hem said oldu ola firdevsi ebed sükna Sene 1095 (Resim 2 ye bakınız)
{'} İbrahim Paşanın mezartaşını ben buluncıya kadar toprağın içinde gömülü kalmıştı).
{T Gazzaz Ahmet, Paşanın hayli lûtfunu görmüş bir adamdı, paşayı idam ederken (hep cezayı amelindir sakın kimseye bahane bulma diye paşanın son nefesinde kalbini kırmıştır. Fakat Gazzaz Ahmet Ağa da bu nankörlüğün cezasını bulmuş pek az bir zaman sonra çıldırarak ölmüştür. Silâhtar tarihinde paşanın öldürülmesi hakkında şu malûmat vardır.
Vezir Âzam Kara Mustafa Paşanın düşmanlan Darusseade ağası Yusuf Ağa ile Büyük tmrahor Boşnak Sarı Süleyman Ağa idi. Paşanın öldürülmesi için Avcı Mehmet IV ü kandıran Yusuf Ağadır. Silâhtar tarihini yazan Fındıklık Mehmet Ağa bunun için "Mehini devlet kara yüzlü kanlı arap” der. Paşanın öldürülmesi için Belgrat kapıcılar kethüdası Gazzaz oğlu Ahmet Ağa ile Çavuşbaşı Kadıköylü Mehmet Ağa gönderildiler. Paşa Belgratta mührü humayunu gelenlere teslim ettikten sonra bize ölüm var mı? dedikte: Olmak gerek Allah imandan ayırmasın dediler. Ol dahi rıza Allahın deyip seccade kodurdu. Anlar da dışarı çıktılar Öğle namazın kılıp kenduye asla infial gelmedi. Ve dua edip el yüze çaldıktan sonra iç oğlanına: Artık siz varın gidin beni duadan unut-
Paşanın mezar taşının karşısında ayrıca bir ayak taşı yoktur.
-
III — Sezai dergâhındaki mezarlar:
Bu mezarlık Süleymaniye küçük pazanndadır.
Bu dergâhta önemli olarak Edirnede valilik yapmış olan Antepli Kadri Paşanın mezarı vardır. Burada bir de gülşeni tarikatının piri sanisi Şeyh Haşan Sezai Efendi gömülüdür. Yattığı türbenin kapısı üzerinde şu beyit vardır:
Aya şahı resul rahmet Sezai derdi mendindir Kapun bekler kadimi hizmetinde piri perverdir.
ve dergâhın kapısı üzerinde de şu kıt’a vardır.
Menbaı feyzi hidayettir makamı Gülşeni Çayı emni abad imiş darüsselâmı Gülşeni Suret erbabı Sezai anlamaz nutketsede
Manevi ilhâm imiş çünkü kelâmı Gülşeni
ve dış duvar üzerinde de arapça şu ibare vardır:
Bu tarikatın piri Şeyh İbrahim Gülşenidir ki 1100 tarihinde Edirnede ölmüştür, p}.
-
1 — Kadri Paşa; Kadri Paşa Cenanizade ailesinden olup Kıbrıs mutasarrıfı İshak Paşanın oğludur, p} Paşanın kabri lâhid şeklindedir. Mezar kitabesinin altında bir arma vardır. Mezar kitabesi aynen şöyledir.
mayın dedi ve kendu elile kürkün ve sarığın çıkarıp gelsinler ve şu kaliçeyi kaldırın cesedim toprağa abdar olsun dedi kaldırdılar ve cellâtlar dahi girip iplerin hazırladıkta kendu ellerile sakalın kaldırıp bir hoş usul ile takın deyup kazaya rıza verdi. Anlar da takı iki defa çekip teslimi ruh eyledi badehu esvabın soyup aşağı saray avlusunda bir köhne çadıra indirip gasl ve tekfin ve namazın kıldılar. Ve yine ol çadıra götürüp tabut içinde cellât başın yüzüp cenazesin saray karşısında cami şerif avlusunda defneylediler. (Cilt 2. S. 119-124) Kara Mustafa Paşanın katlinden sonra veziriazamlık Kara İbrahim Paşaya Engrüs Serdarlığt da Bekri Mustafa Paşaya verilmişti. Kara Mustafa Paşanın Oğlu Ali Beyki sonraları Maktulzade Ali Paşa diye nam almıştır.
f1} Edirnede bu gibi tarikat adamları hep kendi dergâhlarında gömülmüşlerdir. Meselâ 1145 tarihinde ölen mevlevi Enis Dede de Edirne mevlevihanesinde metfundur.
D Kadri Paşa 1248 tarihinde Antepte doğmuş 1301 tarihinde Edirnede Vali iken vefat etmiştir. Kendisi bir aralık 1297 - 1879 - 80 tarihinde Başvekil olmuştu. Abdül-hamit tarafından Edirneye vali olarak nefyedilmiştir. Paşanın Edirnede birçok eserleri vardır. Hâlâ bugün saray içinde bulunan küçük sayfiye de Kadri Paşanın eseridir. Paşa hakkında yazmakta olduğum Antep tarihinde tafsilât bulunacaktır.
Hiivelbaki
Padişahı cem’haşem Sultan Hamid Adilü, alî himem darayı din Bir veziri kâmili manendikenz Bu hetiri hâke olmuşdur defin Ol veziri kâmil u asaf nihad Sadrı ihraz eylemişdi pişi ezin Bade ezan vali olub bu kişvere Adlü dadeyler iken aynel yakin Geldi divani kazadan nagihan îrcii menşuru bâ ruhülemin Daveti hakka icabet eyledi Oldu mihmanı sarayı kanitin Nukrei tarihidir tamulayar Kadri Paşa oldu çenette mekin
Sene 1301
KASIM PAŞA CAMİİ MEZARLIĞI
IV — Edirnede Tuncanın sol kıyısında Fatih Mehmet vezirlerinden Kasım Paşanın yaptırmış olduğu bir cami ve bu camiin avlusunda birçok kabirler var dır. Bu mezarların birçoğu topraklara gömülmüş bir haldedirler. Kasım Paşa camii bugün Edirnenin hemen hemen kenarında kalmıştır p}. Bu camiin kapısındaki kitabe aynen şöyledir:
Buradaki mezarları bir bir yazalım:
1 — Kasım Paşanın mezarı: Bu mezarın taşı güzel bir sülüs yazile yazılmıştır. Üzerinde arapça şu yazılar vardır:
Bu taş kırılmış olup sonradan onarılmıştır. Taşın iki tarafı süslüdür ve kitabe kabartma şeklindedir
2 — Kasım Paşanın karısının mezarı: Üzerinde şu yazıalr vardır:
[’} Sahaüfülahbarda müşarileyhin İshak Paşanın yerine veziriâzam olup âlim fazıl ve ilmenleri sever (sahibülhayrat velhasenat) bir vezir olduğu yazılıdır. 883 tarihin-d vefat etmiştir. (Hadikatülvüzera Cilt 3. S. 444) Aşık Paşa zade tarihinde Kasım Paşa için şu yazılar vardır: Tuli Mezak Oğlu Kasım Paşa Edirnede bir safihane yaptı S. 191.
22
dergi
Bundan anlıyoruz ki Kasım Paşanın zevcesi 860 tarihinde vefat etmiştir.
-
3__ismi bulunmıyan bir mezartaşı: Güzel bir sülüs yazile yazılmış me-zartaşının üzeninde (îsmetütdünya) kelimeleri olduğuna göre mezar sahibesinin hatırlı bir kadın olduğu anlaşılıyor. Üzerindeki kitabe şöyledir:
Resim : 14 — Edirnede Kasım Paşa mezarlığında bir kadın mezartaşı
Bu kitabe kabartma bir şekilde yazılmıştır. Taşın her iki yanında burmalı sütun şekli vardır. Üzeri çiçeklerle süslüdür. (Resim: 14)
-
4 Kadın mezarı: Bu avludaki öteki mezarlara göre basit bir mezardır. Üzerinde Türkçe şu mısralar okunmaktadır:
İlâhi menzilin cennet eyle
Ana lütfü keremdir rahmet eyle
Cemalinle müşerref edip anı
Ana hak erenleri hem sohbet eyle
(Bir fatiha ihsan edib
(Kasei kabrin nur eyle
Son iki mısra bir satıra sıkıştırılmıştır. Style itibarile bu da IX uncu H. yüz yılında yapılmış mezar taşlarına benzemektedir.
5 — Kadın mezarı: Basit bir mezardır 886 senesinde ölen Abdullah kızı Nigâr Hatuna aittir. Üzerinde kitabe aynen şöyledir.
-
6 — Haseki ['} Sancaktar mezartaşı: Bu mezartaşı bir ince sütun üzerine oturtulmuş dilim şeklinde bir kavuktan ibarettir. Daha doğrusu (8-9 H. 14-15 M.) asırda Türk ordularında sancak taşıyanların kavukları bu şekilde idi. Bu mezar-taşı san’at yönünden de çök güzeldir. Üzerindeki yazıdan mezar sahibinin İskender isminde bir adam olduğu anlaşılıyor. Belki de bu sancaktar Veziriazam Kasım Paşanın sancaktan idi çünkü büyük kumandanların yanında her zaman bir sancaktar bulunurdu nitekim böyle bir mezarın eşine Gazi Mihal camimdeki mezarlıklarda rastlıyacağrz. Bu mezarın üzerinde şu yazı okunmaktadır:
(Resim 3 e bakınız)
GAZI MIHAL CAMİİ MEZARLIĞI
Gazi Mihal camii Edirnede Tuncanın sağ kıyısmdadır (Resini: 6). Bu camiin üzerinde şu kitabe vardır:
Bu kitabeden anlaşıldığına göre bu cami (825 H. 1421 M.) yılında ve
p] Vaktile bostancı ocağı subaylarile mübaşirlere, erkek ve kadından saray özel hizmetlerinde bulunanlara söylenirdi. Yeniçeri teşkilâtında 14, 49, 66, 67 inci cemaatin müşterek adları. Bunların efradına (Ağa) derlerdi.
Büyük, küçük haseki diye de Yeniçeri Orta Âmirlerine derlerdi. Bunlar Yeniçeri ağasının vekili gibidirler. Bunlar kumandanlık ile hududa ve vilâyetlerde Yeniçeri ocağile ilgili bir iş çıktığı zaman tahkikat için gönderilirlerdi.
Murat II nin ilk saltanat yıllarında yapılmıştır. Burası bir zaviye olub sonradan camiye çevrildiği Enisülmisafirinde yazılıdır.
GAZİ MİHAL CAMİİ AVLUSUNDAKİ MEZARLAR
Edirnenin en iyi korunmuş mezarlanndandır. Burada bulunan bellibaşlı önemli mezarlar şunlardır:
1 —Emiri Kebir Mihl bin Aziz üzerindeki mezartaşının bir yüzünde arapça şu yazılar vardır:
Öteki yüzünde de 809 tarihinde vefat ettiği yazılıdır. {'}
2 — Hızır Beyin mezarı: Hızır Bey Mihal Beyin oğludur. Üzerindeki kitabe şöyledir:
Bu kitabeden anlaşıldığına göre Hızır Bey (856 H. - 1452 M.) tarihinde ölmüştür. Bundan da anlaşıldığına göre Gazi Mihal camiini babasının adına yaptıran Hızır Beydir (Resim: 7).
3 — Bali Bey: Bali Bey Hızır Beyin oğludur. Mezar kitabesinde şu yazılar vardır:
Bu yazıdan anlaşıldığına göre Bali Bey (881 H. - 1476 M.) yılında ölmüştür.
4 — Gazi Mihal oğlu Yahşi Beyin kızının mezarı: Üzerinde 847 tarihinde öldüğü yazılıdır.
-
5 — Aziz bin Mihal Bey: Mezar taşının üzerinde 876 tarihinde öldüğü yazılıdır.
-
6 — Yusuf bin Mihal Bey: Mezartaşının üzerinde 876 tarihinde öldüğü yazılıdır. Mezartaşı Selçuk tarzından kalma bir üslûpla işlenmiştir. Üzerindeki
['} Gazi müşarileyh ahfadından Esbak İzmit mütesarrıfı Mehmet Nüzhet Paşanın (Ahvali Gazi Mihal) isminde bir eseri vardır.
Memlekete ilk akıncı sınıfını sokan bu ailedir. Akıncılar 250 yıl kadar tarihimizde rol oynamış bir sınıf askerdir. Sonra bunlar (Dal Kılıç) ve (Serden Geçti) diye ikiye ayrılmışlardır.
Mihaloğlu Mehmet Bey en meşhur akıncı kamutanlanmızdan olup Düzme Muştalanın veziri olan Kadı Taceddin tarafından öldürüldü. Sonra Taceddin de bir kümeste yakalanarak Mihalzadeler tarafından parçalandı.
yazı güzel bir hat ile yazılmıştır. Mezartaşı mihrap şeklinde oyulmuştur. Çevresi burmalı bir taş şeklindedir. Y azı ile burma sütun arasında bendesi süsler vardır. Mezar taşında iki tane büyük çiçek ve onların altında iki karanfil çiçeği vardır. En üstte güzel kabartmalarla süslü olup dört tane daire seklinde oymaları vardır. Bu mezartaşı başlıbaşına bir san’at eesridir (Resim: 15).
Resim: 15 — Edirnede Gazi Mihal Beyin oğlu Yusuf Beyin mezartaşı (Gazi Mihal Camii avlusunda)
-
7 — Lûtfu Hütun bint İshak: Üzerinde 870 tarihinde öldüğü yazılıdır. Bu kadın mezarının arkasındaki süsler çok güzel bir san’at eseridir (Resim: 8).
-
8__Hatun Veli Bey: Bu kadının mezartaşı üzerinde 885 tarihinde öldüğü yazılıdır. Bu mezar taşının arkasındaki süsler güzeldir.
9 — Mehmet Bey: Üzerinde şu yazı okunmaktadır. Hamili livayi Mihal Mehmet Aziz
ve ismin altında da şu hadis vardır:
Bu mezartaşında tarih yoktur. Üzerindeki kavuk 14 üncü ve 15 inci asırlarda sancaktarların giydikleri haseki kavuğunun güzel bir örneğidir, bunun gibi bir sancaktır. Tipine Kasım Paşa camiindeki mezarlıklarda rastlamıştık. (Resim: 9).
10 — Serdengeçti tabak elhaç Mustafa: Üzerinde 1223 tarihi okunmaktadır. kavuğu serdengeçti kavuğudur. Bu mezarlıkta bundan başka birkaç mezar daha vardır ki onları da yazalım:
11—■ Abdülaziz bin Osman: Üzerinde 1028 tarihi okunmaktadır.
-
12 — Mehmet ibni Yusuf Han: Üzerinde 874 tarihi okunmaktadır. Yusuf Han incelemeğe değer bir şahsiyettir. Şimdilik bunun kim olduğunu bilmiyoruz?
Bu adam belki de Fatih devrinde Edirneye gelmiş bir Hint veya Türkistan prenslerindendir.
-
13 — Haşan bin Abdullah: Üzerinde 866 tarihi okunmaktadır.
-
14 — Haffaf Beyazıt Aka ibni Adem: Üzerinde 867 tarihi okunmaktadır. Bu mezar taşındaki aka kelimesi dikkat gözünü çekmeğe değer bundan anlaşılı-yorki (9 uncu H. 15 inci M.) asırda ağa kelimesi aka şeklinde söyleniyordu, f1].
UZUN KALDIRIM MEZARLIĞI
Bu mezarlıkta da eski ve tarihî kabirler vardır. Bu büyük mezarlığı tama-mile taramağa vakit bulamadım. Ama burada tasladığım birkaç önemli, mezarı da yazmaktan geçmiyeceğim.
1 — Bektaşi Mustafa Babanın mezarı: Bu mezar dört köşeli bir mezartaşı olup üzerinde şu yazı vardır (Resim: 16):
Q Gazı Mihal’in Ali Bey isminde bir oğlu daha vardır. Bunun mezarına taslanmadı. Alı Bey adına yazılan (Tarihi Mihalzade Ali) isminde bir kitap Fatih Millet kitap-sarayında 1533 numarada kayitli bulunmaktadır.
-
-
2 — Bu mezarlık ta tıpkı Mustafa Babanın mezarına benzer Ali Abadan Ahmet Babanın da mezarı vardır ki üzerinde 1284 tarihi vardır.
-
3 — Yolun sol yakasında da birkaç önemli mezar vardır. Bu mezarlardan
¿um ----- __________________
Resim: 16 — Edirnede uzun Kaldırım mezarlığında Bektaşi Mustafa Babanın mezarı birisi 1072 tarihinde ölen tevki’î Mustafa Paşanın mezarıdır. Üzerinde şu beyitler vardır:
Hizmeti tevki’ile Mustafa Paşa
Bunca yıl sultanın oldu Müstakimi kâmili
Ahır esnai seferde kıldı ukbaye sefer Arsei uhraye kurdu barigâhı mahmili
Samini aşri muharremde o düsturu kerim
Oldu tuğrayi ebedle dan adnin vasılı
Dai’i methi dua edip dedi tarihini
Ya ilahi cenneti firdevs ola ol menzili
Sene 1072
Bu Mustafa Paşanın mezartaşındaki kavuk 17 inci asırda vüzeranın kullandığı kavuklardandır. Mustafa Paşa Avcı Sultan Mehmet devri vezirlerin-dendir.
-
4 — Mustafa Paşanın yanında büyük lâhit şeklinde yapılmış üzerleri, yanlan güzel bir sülüs yazı ile yazılmış birkaç mezar daha vardır. Birisinin üzerinde arapça şu yazılar okunmaktadır. (Resim 10 a bakınız.)
EDİRNE MÜZESİNDEKİ MEZARLAR
Edirne Müzesinde de tarih ve san’at yönünden çok güzel ve değerli me-zartaşlan vardır. Bu mezartaşlanna Selçuk tarzının son örnekleri gibi bakılabilir. Bunlardan birkaçını yazalım:
-
1 — Aşırı derecede güzel süslerle dolu bir mezartaşı. IX uncu asır Türk işçiliğinin bir şaheseridir.
-
2 — Kadın mezarı: Bu mezartaşı da artık derecede güzel bir san’at eseridir. Üzerindeki süsler çok güzel işlenmiştir. Mezar taşının ortasında:
Tanrı sözü vardır ki
noksandır (Resim: 17).
3 — Mihrap şeklinde yazılmış mezartaşı: Ortasında bir tas ve tasın üzerinde altı köşeli bir yıldız vardır. En üstte sülüs bir besmele ve oyma mihrabın iki yanında şu ayet vardır:
Sağ tarafta
sol tarafta
ve
mihrabın içinde
ibaresi ve onun altında da:
Hadisi vardır.
4 — Üstüvane = yuvaklı ve mihrabı istilâktit şeklinde oyulmuş bir mezartaşı. X uncu asrın san at eserlerine benzemektedir. Başında tarikat ve şeyhlere mahsus işlemeli bir kavuk vardır. Mihrap gibi yerin iki yanında ve yuvarlaklar içinde altı köşeli birer yıldız vardır üzerinde şu yazılar okunmaktadır:
-
(Resim: 39) bu eser san’at bakımından güzeldir. Üzerinde tarihi yoktur. (Resim 19)
-
5 — Lahit biçiminde mezar: Bu mezar, İngiliz sefiri (William Honey) {*} in
Resim : 17 — Edirne Müzesinde bir kadın mezartaşı
lâhdidir. Üzerinde lâtince yazılmış yazılardan anlaşıldığına göre 1691 yılı eylülünde Türklerle AvusturyalIlar arasında barış yapmak üzere Edirneye gelmiş ve sıtmadan ölmüştür. Bu sandukanın bir yüzünde haçlarla sair süsler, öteki yüzünde de türkçe yazılar vardır. Ancak türkçe yazılar Edirnenin Yamanlılar tara-
fından işgali sırasında silinmiştir. Burada ancak okunabilen tek bir kelime kal mıştır ki o da (sulh) kelimesidir {'] (Resim 13 e bakınız).
-
1 — Darülhadis Camii mezarlığı:
Bu camide tarihimizden yana en önemli mezar Karamanoğlu Mehmet
Resim : 18 — Edirnede Darülhadis Camiinde Karamanoğlu Mehmet Beyin mezarı
1
*
Beyin mezarıdır (Resim: 18). Mehmet Bey Edirne valilerinin beşincisi olup o zaman eyalet merkezi olan Çermende 856 tarihinde ölmüş cesedi Edirneye getirilerek Darülhadis camii avlusuna gömülmüştür. Mehmet Bey Karaman Hüküm-
-
C) Bu mezardaki yazıların okunmasını eski şark eserleri mütehassısı Prof. Dr. E.
Ungere borçluyum.
dar ailesindendir. Bu mezar Edirnenin en güzel kabirlerindendir. Bu mezarta-şını 1321 - 1905 tarihinde Dr. Rifat Osman onartınıştır p}.
Edirne mezarlıklarında benim incelemeğe imkân bulabildiğim mezarlar bunlardır. Türkiyenin en büyük kültür ve san’at merkezlerinden biri olan Edirnede daha tetkik edilecek yüzlerce mezar vardır. Bunlar üzerinde uğraşmak ve ata armağanı bu mezarları korumak ulusal işlerimizden ve ödevlerimizden biridir.
Resim : 19 — Edirne Müzesinde Kasımoğlu Muştalanın mezartaşı
O Bu mezarın fotoğrafını bana değerli genç âlimlerimizden dostum Dr. A. Süheyl Ünver vermek lûtfünde bulunmuşlardır. Kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Dr. Rifat Osman bu fotoğrafı Dr. Süheyle 7 haziran 1930 tarihinde Edirneden yollamış ve aziz Süheyl diye armağan etmiştir.
Resim: 20 — Bodin Valisi İbrahim Paşanın kesik başının mezartaşı [Edirnede Sarıca Paşa Camiinde]
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder