All Things Fair (1995)
Senaryo ve Film Konusu
"All Things Fair" (Lust och fägring stor)
filminin senaryosu, aynı zamanda filmin yönetmenliğini de üstlenen İsveçli
yönetmen Bo Widerberg tarafından yazılmıştır. Film, İkinci Dünya
Savaşı'nın sonuna doğru, 1943 yılında, İsveç'in Malmö kentinde
geçmektedir. Hikaye, 15 yaşındaki Stig (Johan Widerberg) ile 37 yaşındaki
öğretmeni Viola (Marika Lagercrantz) arasında yaşanan gizli ve karmaşık
ilişkiye odaklanır. Viola, evli ve mutsuz bir kadındır. Stig'e edebiyat ve
yaşam dersleri verirken aralarında filizlenen yasak aşk, dönemin toplumsal
normları ve savaşın gölgesi altında trajik bir hal alır. Film, masumiyetin
kaybını, ilk aşkın karmaşıklığını ve dönemin ahlaki ikilemlerini
inceler.
Yönetmen ve Oyuncu Kadrosu
Filmin yönetmenliğini Bo Widerberg üstlenmiştir. Başlıca oyuncu
kadrosu:
-
Johan Widerberg
(Stig)
-
Marika Lagercrantz
(Viola)
-
Tomas von Brömssen
(Frank)
-
Karin Wedberg
(Lisbet)
-
Björn Kjellman
(Love)
Kitap Uyarlaması
"All Things Fair," doğrudan bir kitaptan uyarlanmış bir film değildir.
Yönetmen Bo Widerberg, filmin senaryosunu tamamen kendisi yazmıştır. Bu
nedenle, filmin dayandığı bir roman veya yazar bulunmamaktadır.
Filmin Mesajı ve Temaları
"All Things Fair" filmi, dönemin politik ve sosyal atmosferi içinde
kişisel dramları ele alan derin bir yapıya sahiptir. Filmin ana temaları
ve vermeye çalıştığı mesajlar şunlardır:
-
Yasak Aşk ve Toplumsal Ahlak:
Film, o dönem için tabu olan yaş farkı bulunan bir ilişkiyi cesurca ele
alır. Stig ve Viola'nın ilişkisi, dönemin ahlaki yargılarını
sorgulatır.
-
Masumiyetin Kaybı:
15 yaşındaki Stig'in ilk aşkı, aynı zamanda onun masumiyetini kaybetme
hikayesidir. Bu ilişki, onun çocukluktan yetişkinliğe geçişini
simgeler.
-
Savaşın Gölgesi:
Film doğrudan cephedeki savaşı göstermese de, savaşın insan psikolojisi
üzerindeki etkilerine, kaygıya ve belirsizliğe değinir. Karakterlerin
hayatları, savaşın yarattığı baskı ve gerginlikle şekillenir.
- Yetişkinlerin Karmaşık Dünyası: Filmin bir diğer önemli unsuru da, Stig'in gözünden yetişkinlerin dünyasının ne kadar karmaşık ve çelişkili olduğunun anlatılmasıdır. Öğretmeni Viola'nın mutsuz evliliği ve babasının çelişkili tavırları bu durumu gösterir.
Frank, Viola'nın öğrencisi Stig'i kendi evinde uygunsuz yakaladığında, aralarında geçen diyalog oldukça tuhaf. Sanattan, çoraplardan ve ilişkilerin karmaşıklığından bahsediyorlar.
Diyaloğun Sembolik Anlamı ve Analizi
Frank'in, karısı Viola ve öğrencisi Stig'i uygunsuz bir durumda
yakaladıktan sonraki tepkisi, beklendiği gibi bir öfke patlaması değildir.
Bunun yerine, Frank kendi hayal kırıklığını ve utancını gizlemek için
soyut ve entelektüel konulara sığınır. Konuşmalarında değindiği her konu,
aslında yaşadığı acının birer metaforudur.
-
Sanat ve Yaşam Paradoksu:
Frank, "sanatın yaşamdan daha ilginç olduğunu" ima ederek, kendi
hayatının ne kadar sıkıcı ve tatmin edici olmayan bir döngüde olduğunu
gizlemeye çalışır. Bu, aynı zamanda Viola ile olan evliliğinin ne kadar
duygusuz ve monoton hale geldiğinin bir yansımasıdır. Sanat, onun için
kaçış noktasıdır; hayatında bulamadığı heyecanı ve tutkuyu bulduğu
yerdir. Bu konuşma, onun kendi hayal gücü ile gerçekliğin acımasızlığı
arasındaki çatışmasını vurgular.
-
Çoraplar ve İlişkinin Çözülmesi:
Diyalogdaki "çoraplar" metaforu, bir evliliğin yavaşça çürümesini ve
dağılmasını sembolize eder. Frank, yıpranmış ve yama yapılmış bir çorabı
bir ilişkiye benzetir ve "ilişki düzeltilemez" der. Bu cümle, sadece
çoraplar hakkında değildir; Stig'in varlığının, Viola ile olan
evliliğinin onarılamayacak bir şekilde bozulduğunu anladığının bir
ifadesidir.
-
Savaş ve Pasif Direniş:
Frank'in Stig'e, İkinci Dünya Savaşı'nda bir asker olarak nasıl soğuktan
donduğunu ve hayatta kalmak için pasif bir şekilde nasıl direndiğini
anlatması dikkat çekicidir. Bu hikaye, onun evliliğindeki durumuna
benzer. Frank, kendi duygularını bastırarak, öfke ve şiddet göstermek
yerine pasif bir şekilde durumu kabullenmeye çalışır. Bu, onun kişilik
yapısının bir göstergesidir; doğrudan çatışmadan kaçınan, duygularını
dolaylı yollarla ifade eden bir karakterdir.
Kısacası, bu konuşmanın tuhaflığı, Frank'in içinde bulunduğu karmaşık
psikolojik durumu yansıtır. Doğrudan yüzleşmek yerine, acısını sanat,
çorap ve savaş gibi semboller üzerinden dile getirir. Bu, aynı zamanda,
filmdeki ana temalardan biri olan dönemin ahlaki ve duygusal baskılar
altında yaşanan karmaşık insani ilişkileri vurgular.
"All Things Fair", duygusal derinliği, başarılı oyunculukları ve dönemin atmosferini yansıtan sinematografisiyle eleştirmenlerden büyük övgüler almıştır. Film, 68. Akademi Ödülleri'nde En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar'a aday gösterilmiştir.
Filmdeki 💃 sahneler. Verilen süre etiketlerinden sonraki sahneler.
00:31:58,279 Matematik hocasıydı geçen.
00:37:08,054 Hayır yapmadın.
00:41:19,175 Az önceki harap oldu.
00:57:33,269 Tramvayda annesiyle karşılaştım.
01:03:06,027 - Tanrım!
01:12:56,797 Burada dur.
01:23:08,255 [Sessizlik]
01:28:31,599 Galiba arabayla gezintiye çıktık.
01:39:02,504 Konuşmamız lazım.
EN altyazı
Yorumlar
Yorum Gönder